18 Mart 2010 Perşembe

Etat d'âmes, une génération hors d'elle / ENSBA Paris




Derrière le rideau, une génération hors d’elle…

Perde Arkası;

Foucault’nun biopolitika uzerine yaptigi calismalar toplumun birey uzerine uyguladigi yaptirimlari gozler onune serdi. Sozde bir denge olusturmak adina, toplum duzeni bireyi belirli bir cerceve icine mahkum edip, cocukluktan baslayarak onu devamli kontrol altinda tutuyor. Toplumun kontrol yasasi bireyin vucuduna el koyuyor ve normallestirme mekanizmalari onu durmaksizin sekillendiriyorlar. Olusturulmus sablonlara uygun olup olmadigini kontrol edip, onu genel ahlaka uygun hale gelene kadar sartlandiriyor, icinde yasadigi ortamla ve hatta kendisiyle olan iliskilerini denetliyor, ona belirli bir dusunce sistemi asiliyorlar. Kimi toplumlarda bu mekanizmalar cok ileri giderek, bireyin yasam alanini asiri derecede kistliyor, ona sadece sozde secenekler birakarak onu bir nevi kuklaya donusturuyor.

Her ne kadar toplumlarin duzenlerinde, yapilarinda benzerlikler olsa da, her toplum kendi control ve kosullandirma mekanizmalarini kendi ihtiyaclari dogrultusunda gelistiriyor. Bunyesinde olusturdugu sablonlar vasitasiyla bireyleri sartlandirip onlara hareket alanlarini belirliyor ; eger herhangi bir birey bu alandan disari cikacak olursa cezalandirma, mahrem birakma ya da olasi diger tum yollarla onu « anormal »likten arindirip tekrar kontrollu alana geri kazandiriyor.

Perde Arkasi guncel Turkiye’deki sanat sahnesine yogunlasarak herseyden once yukarida bahsedilen normallestirme mekanizmalarinin genc nesil sanatcilar tarafindan nasil goruldugunu irdeleyecek. Kokleri Cumhuriyet’in kurulusuna dayanan, 80 darbesiyle ve onu izleyen yillarda guclendirilmis, yerlestirilmis, yeniden sekillendirilmis kontrol ve sartlandirma mekanizmalarina karsi, darbe sonrasi 80’li yillarda cocukluklarini, gencliklerinin ilk yillarini gecirmis sanatcilarin tutumlarini ve bu mekanizmalarin uretimlerine ne sekilde yansidigini inceleyen bir sergi olacak. Milli temsiliyetten bilincli olarak uzak, bir nesil sanatcinin ortak olarak maruz kaldiklari sinirlari ne sekilde irdeledikleri serginin on planinda yer alacak.

Sozu gecen genc nesil sanatcilar yeni « turk » halkinin temel taslari olan kemalizme, militarizme, ulusal kimlige, kuresellesme kurallarina, ataerkillige, hukuka ve dine keskin bir elestiri getirmekle kalmiyor, ayni zamanda, icinde yasadiklari toplumu yeniden dusunuyorlar. Bir yandan sergi cercevesinde bu asiri kati toplum duzeninin perde arkasini sorgulanirken, bir yandan da sanatin en onemli eylemlerinden biri olan, sozu edilen kati duzenin aksakliklarini ortaya koyan ve dolayisiyla icinden ciktigi duzeni biraz daha yasanilir hale getiren, sanatin elestirel eylemi serginin on planinda yer alacak. Sanatin her ne kadar yerlesik kati duzeni degistirecegini soylemek cok zor da olsa, sanat normallestirilmis alanin sinirlarini gensiletmek vasitasiyla yasam alanlari acma kapasitesine sahip nadir guclerden bir tanesi olarak karsimizda olacak.

Fransiz ve hatta uluslararasi seyirci sergide yer alacak genc nesil sanatcilarin icinde yasadiklari toplumu elestirme gucune sahit olurken, ayni zamanda da yeni bicimsel yaklasimlar kesfedecek. Sergide gorecekleri eserler, her ne kadar belirli bir cografyadan da geliyor olsalar, ortaya koyduklari gerek sanatsal, gerekse sosyal ve politik sorunsallar sergilendikleri fransiz toplumunda da etkili olacak, yanki bulacaklardir. Nitekim ulusal kimlik ya da din gibi konular Fransiz medyasina son donemde fazlasiyla mevzu oluyor. Perde Arkasi, bu kavramlarin suni bir sekilde topluma asilandigini ve gunumuz toplumlari icin ne derecede tehlikeli oldugunun altini cizecek.

Sergi Paris Guzel Sanatlar Akademisi’nin sergi salonunda 31 mart – 9 mayis 2010 tarihleri arasinda yer alacak.

Hiç yorum yok: