20 Eylül 2013 Cuma

Stüdyoda Fotoğraflama Estetiği / Technotoday


Stüdyoda Fotoğraflama Estetiği

İstanbullu bir kadın stüdyo fotoğrafçısının yarım asırlık fotoğraflama estetiğine akademik bir analiz.

For LINK

Maryam Şahinyan’ın Galatasaray’daki fotoğraf stüdyosu 1935 yılından 1985 yılına kadar açık kalmış ve bu süre içerisinde fotoğrafçı binlerce fotoğraf çekmiştir. Foto Galatasaray projesi Maryam Şahinyan’ın İstanbul’da Beyoğlu Galatasaray’daki stüdyosunda çektiği fotoğraflardan oluşan arşivinin Tayfun Serttaş tarafından sınıflandırılıp arşivden seçilen fotoğrafların yeniden görselleştirilmesi ile oluşturulmuştur. Bu makalede projenin ismi ile aynı ismi taşıyan fotoğraf albümünde yer alan bir fotoğraf irdelenmiştir. Proje ile aynı ismi taşıyan albümün fotoğrafları kendi içerisinde görsel bir bütünlük taşıyor olup Şahinyan’ın stüdyosunu sürekli müşterilerinin toplumsal sınıf özelliklerine, etnik ve kültürel kimliklerine Cumhuriyet sonrası İstanbul’un sosyokültürel yapılanmasına ait göstergelere ulaşmamıza kolaylık sağlar.


Müşterileri portföyünün sosyolojik antropolojik ve etnografik kodları bu fotoğrafların genelinde deşifre edilebilir gibi görülmektedir. Fotoğraflardaki anlatımın görsel zenginliği, İstanbul’un geçirdiği demografik dönüşümleri ve tanıklık ettiği tarihsel bir döneme ait izleri taşıyor olmasından kaynaklandığını düşündürmektedir.

Stüdyo fotoğrafçılığının ana özelliği kapalı bir mekanda kontrollü ışık koşulları altında poz verdirilmiş insanların fotoğraflanması eylemine dayanıyor olmasıdır. Fotoğraflanan kişilerin taşıdıkları kimliklerin göstergelerini fark etmemizi sağlayan bu fotoğraflama eylemi aynı zamanda fotoğrafçının estetik ve teknik yaklaşımlarını da anlamamıza yardımcı olur. Günümüzde doğrudan fotoğraftan “gerçekçilik” olarak anladığımız var olanın olduğu gibi aktarılması, taklit edilmesi değil onun bir sanatçı yorumuna kavuşturulmasıdır. Şahinyan’ın fotoğrafları ise stüdyo fotoğrafçılığı geleneğinin tipik örnekleridir.

Stüdyoda çekilmiş fotoğraflara baktığımızda yaşadığımız ilk duyumsama fotoğraflarda yer alan insanların fotoğraflarının çekilmesi öncesi hazırlandıkları ve bir ritüeli gerçekleştiriyor olduklarını anlamamızı istemeleridir. Fotoğraflanan kişiler, stüdyonun kişilere özel anların gerçekleştiği, öznel deneyimlerin yaşandığı mekanlar olduğunu hissettirecek bir şekilde ölçülü, ağırbaşlı, vakar bir duruş sergilemektedirler. Bu kişilerin duruş, beden dili, giyim tarzları, saç modelleri, erkeklerin sakal ve bıyıkları, kadınların makyajları fotoğraf çektirirken ayakta durur ya da oturur olmalarına, yüzlerindeki mimiklere bakarak etnik, sosyokültürel ve ekonomik yapılanmaların ve kimliklerin izlerini sürmemiz mümkün olabilmektedir. Bu yönüyle stüdyo fotoğrafları, bir toplumun bireylerinin sosyolojik, antropolojik, iletişimsel bilgilerini anlamayı ve incelemeyi amaç edinen sosyal bilimlerin kaynak olarak kullandığı materyallerdir.


Fotoğraflar, Şahinyan’ın fotoğraflama estetiği hakkında yeterince fikir vermektedir: Stüdyo fotoğrafçılığının duru, temiz, yalın ve açık anlatımlı örnekleridir. Şahinyan’ın işini sevdiğini gösteren titizliğini, insanlara saygılı davrandığını, modellerini önemsediğini onları en iyi şekilde anlatacak fotografik görselleri kusursuz bir biçimde oluşturmak istediğini anlamaktayız. Modeller direkt olarak kameraya bakarak stüdyoda fotoğraf çektirmenin gerekliliğini yerine getirmektedir. Stüdyo fotoğrafları için hem fotoğrafçı hem de fotoğraflananlar hazırlık yapmışlardır. Stüdyoda fotoğraf çekme ve çekilme eylemi, kendi içsel özelliklerini dışa vurarak özgül duyumsamalar neden olan bir ritüelin bütün izlerini taşımaktadır. Fotoğrafçının kontrolü elinde tutan otoriter pozisyonu ile karşı karşıya kalan kişiler; fotoğraflanma eyleminin ritüel ciddiyetinden dolayı ölçülü, vakur ve ciddi bir yüz ifadesini benimsemişlerdir. Ancak albümün genelinde fotoğraflananların hoşnut ve hatta gurur duyan bir beden dili sergilediklerini görmekteyiz.

Maryam Şahinyan’ın bir fotoğrafı üzerine...

İnceleme konusu olan fotoğraf bir iç mekanda çekilmiştir. Yer kaplaması, fotoğrafta yer alan iki kişinin yan tarafındaki yüksek kolçaklı bir sandalye ve arkasında yer alan perde bunun göstergeleridir. Fotoğrafta ayakta duran iki kişiyi görürüz. Modellerin arkasında düz bir fon vardır ki, bu stüdyonun çekim odasının duvarı ya da çoğu fotoğraf stüdyosunda bulunan, yukarıdan aşağıya doğru çekilerek kullanılan bir fon perdesidir. Fotoğrafta ayakta duran iki kişi vardır: Bakış yönümüze göre fotoğrafın sol tarafında yer alan bir kadın ve sağ taraftaki bir erkek. İkisi de genç yaşlardadırlar. Erkeğin oldukça gür saçlarının altında gür bir sakal ve bıyık yüzünü çerçevelemektedir. Erkek sağ omzunu geriye itmiş sol omuzu önde olacak şekilde bir yan duruşla poz vermiştir. Kadın, erkeğin sağ tarafında yer almaktadır. Sol yana dönük bir duruş oluşturmuştur. Saçlarının ön ve yan kısımlarının bölümü başörtünün dışında bırakıldığı için görülebilmektedir. Yüzü makyajsız gibidir ve bakışları da kameraya dönüktür.


Erkek, beyaz balıkçı yakalı bir kazak ve onun da üzerine fermuarlı ve geniş yakalı bir hırka giymiştir. Koyu renkli pantolonuna taktığı kemerin bir bölümü fark edilmektedir. Kadının üzerinde koyu renkli kazak giymiştir ve kazağını şalvarın içine sokmuştur. Çiçek ve yaprak deseni ağırlıklı şalvarını “güllü dallı” diye tanımlayabiliriz. Adamın ve kadının uçları önde sivrilen ayakkabılarının ön kısımlarını pantolon ve şalvarlarının altında kısmen görülebilmektedir. Kadın vücudunu adamın bedenine yaslamış gibidir. Sol elini erkeğin sol elinin üzerine avucu ile onun avucunu örtecek şekilde koymuştur. Sol el parmakları görülebilmektedir. Erkeğin sağ kolu ve eli kendisine yaslanan kadının bedeninin arkasında kaldığı için görülememektedir. Kadrajın bize göre sol tarafı fonun dokusu ile kaplıdır. Sağ tarafta ise yukarıdan sarkan orta koyuluktaki kıvrılmış bir perde ile onun önündeki yüksek kolçaklı bir koltuğun büyük bir bölümü yer almaktadır. Fotoğraf tipik bir stüdyo fotoğrafıdır. Işık kaynağı olarak fotoğraf makinesinin flaş ışığı ile birlikte stüdyo yardımcı ışıklarından bir ya da ikisinin modellere göre çapraz olarak yerleştirilmiş olduğu izlenimi uyanmaktadır. Fotoğrafçı modellerin tam karşılarında değil de hafifçe sağ taraflarından fotoğraflanmış gibidir (Erkeğin ve kadının gölgelerinin sol arkalarında seçiliyor olması bunu düşündürmektedir.)

Kadının parmaklarında alyans ya da başka bir yüzüğü göremiyor olmamız takı ile taçlandırılmış resmiyet içeren bir bağları olmadığı okumasını yapmamıza neden oluyor gibi görünse de bu durumun çekim sırasında yüzüklerinin parmaklarında olmayışının bir açıklaması da olabilir. Modellerin birbirine yönelen yakın duruşları kadının elinin, erkeğin elinin üzerinde ve içinde olması kameraya biraz ciddi bir ifade ile bakıyor olmaları Şahinyan’ın stüdyo fotoğrafçısı kimliğinin ve bu bağlamda geliştirdiği fotoğraflama estetiğinin ipuçlarını vermektedir.

Hiç yorum yok: