Stüdyoda Fotoğraflama Estetiği
İstanbullu bir kadın stüdyo fotoğrafçısının yarım asırlık fotoğraflama
estetiğine akademik bir analiz.
For LINK
Maryam Şahinyan’ın Galatasaray’daki fotoğraf stüdyosu 1935 yılından 1985
yılına kadar açık kalmış ve bu süre içerisinde fotoğrafçı binlerce fotoğraf çekmiştir.
Foto Galatasaray projesi Maryam Şahinyan’ın İstanbul’da Beyoğlu Galatasaray’daki
stüdyosunda çektiği fotoğraflardan oluşan arşivinin Tayfun Serttaş tarafından sınıflandırılıp
arşivden seçilen fotoğrafların yeniden görselleştirilmesi ile oluşturulmuştur.
Bu makalede projenin ismi ile aynı ismi taşıyan fotoğraf albümünde yer alan bir
fotoğraf irdelenmiştir. Proje ile aynı ismi taşıyan albümün fotoğrafları kendi
içerisinde görsel bir bütünlük taşıyor olup Şahinyan’ın stüdyosunu sürekli müşterilerinin
toplumsal sınıf özelliklerine, etnik ve kültürel kimliklerine Cumhuriyet sonrası
İstanbul’un sosyokültürel yapılanmasına ait göstergelere ulaşmamıza kolaylık sağlar.
Müşterileri portföyünün
sosyolojik antropolojik ve etnografik kodları bu fotoğrafların genelinde deşifre
edilebilir gibi görülmektedir. Fotoğraflardaki anlatımın görsel zenginliği, İstanbul’un
geçirdiği demografik dönüşümleri ve tanıklık ettiği tarihsel bir döneme ait
izleri taşıyor olmasından kaynaklandığını düşündürmektedir.
Stüdyo fotoğrafçılığının ana özelliği kapalı bir mekanda kontrollü ışık
koşulları altında poz verdirilmiş insanların fotoğraflanması eylemine dayanıyor
olmasıdır. Fotoğraflanan kişilerin taşıdıkları kimliklerin göstergelerini fark
etmemizi sağlayan bu fotoğraflama eylemi aynı zamanda fotoğrafçının estetik ve
teknik yaklaşımlarını da anlamamıza yardımcı olur. Günümüzde doğrudan fotoğraftan
“gerçekçilik” olarak anladığımız var olanın olduğu gibi aktarılması, taklit
edilmesi değil onun bir sanatçı yorumuna kavuşturulmasıdır. Şahinyan’ın fotoğrafları
ise stüdyo fotoğrafçılığı geleneğinin tipik örnekleridir.
Stüdyoda çekilmiş fotoğraflara baktığımızda yaşadığımız ilk duyumsama
fotoğraflarda yer alan insanların fotoğraflarının çekilmesi öncesi hazırlandıkları
ve bir ritüeli gerçekleştiriyor olduklarını anlamamızı istemeleridir. Fotoğraflanan
kişiler, stüdyonun kişilere özel anların gerçekleştiği, öznel deneyimlerin yaşandığı
mekanlar olduğunu hissettirecek bir şekilde ölçülü, ağırbaşlı, vakar bir duruş
sergilemektedirler. Bu kişilerin duruş, beden dili, giyim tarzları, saç
modelleri, erkeklerin sakal ve bıyıkları, kadınların makyajları fotoğraf çektirirken
ayakta durur ya da oturur olmalarına, yüzlerindeki mimiklere bakarak etnik,
sosyokültürel ve ekonomik yapılanmaların ve kimliklerin izlerini sürmemiz mümkün
olabilmektedir. Bu yönüyle stüdyo fotoğrafları, bir toplumun bireylerinin
sosyolojik, antropolojik, iletişimsel bilgilerini anlamayı ve incelemeyi amaç
edinen sosyal bilimlerin kaynak olarak kullandığı materyallerdir.
Fotoğraflar, Şahinyan’ın
fotoğraflama estetiği hakkında yeterince fikir vermektedir: Stüdyo fotoğrafçılığının
duru, temiz, yalın ve açık anlatımlı örnekleridir. Şahinyan’ın işini sevdiğini
gösteren titizliğini, insanlara saygılı davrandığını, modellerini önemsediğini
onları en iyi şekilde anlatacak fotografik görselleri kusursuz bir biçimde
oluşturmak istediğini anlamaktayız. Modeller direkt olarak kameraya bakarak
stüdyoda fotoğraf çektirmenin gerekliliğini yerine getirmektedir. Stüdyo fotoğrafları
için hem fotoğrafçı hem de fotoğraflananlar hazırlık yapmışlardır. Stüdyoda
fotoğraf çekme ve çekilme eylemi, kendi içsel özelliklerini dışa vurarak özgül
duyumsamalar neden olan bir ritüelin bütün izlerini taşımaktadır. Fotoğrafçının
kontrolü elinde tutan otoriter pozisyonu ile karşı karşıya kalan kişiler;
fotoğraflanma eyleminin ritüel ciddiyetinden dolayı ölçülü, vakur ve ciddi
bir yüz ifadesini benimsemişlerdir. Ancak albümün genelinde fotoğraflananların
hoşnut ve hatta gurur duyan bir beden dili sergilediklerini görmekteyiz.
|
Maryam Şahinyan’ın bir fotoğrafı üzerine...
İnceleme konusu olan fotoğraf bir iç mekanda çekilmiştir. Yer kaplaması,
fotoğrafta yer alan iki kişinin yan tarafındaki yüksek kolçaklı bir sandalye ve
arkasında yer alan perde bunun göstergeleridir. Fotoğrafta ayakta duran iki kişiyi
görürüz. Modellerin arkasında düz bir fon vardır ki, bu stüdyonun çekim odasının
duvarı ya da çoğu fotoğraf stüdyosunda bulunan, yukarıdan aşağıya doğru çekilerek
kullanılan bir fon perdesidir. Fotoğrafta ayakta duran iki kişi vardır: Bakış yönümüze
göre fotoğrafın sol tarafında yer alan bir kadın ve sağ taraftaki bir erkek. İkisi
de genç yaşlardadırlar. Erkeğin oldukça gür saçlarının altında gür bir sakal ve
bıyık yüzünü çerçevelemektedir. Erkek sağ omzunu geriye itmiş sol omuzu önde
olacak şekilde bir yan duruşla poz vermiştir. Kadın, erkeğin sağ tarafında yer
almaktadır. Sol yana dönük bir duruş oluşturmuştur. Saçlarının ön ve yan kısımlarının
bölümü başörtünün dışında bırakıldığı için görülebilmektedir. Yüzü makyajsız
gibidir ve bakışları da kameraya dönüktür.
Erkek, beyaz balıkçı
yakalı bir kazak ve onun da üzerine fermuarlı ve geniş yakalı bir hırka giymiştir.
Koyu renkli pantolonuna taktığı kemerin bir bölümü fark edilmektedir. Kadının
üzerinde koyu renkli kazak giymiştir ve kazağını şalvarın içine sokmuştur. Çiçek
ve yaprak deseni ağırlıklı şalvarını “güllü dallı” diye tanımlayabiliriz.
Adamın ve kadının uçları önde sivrilen ayakkabılarının ön kısımlarını
pantolon ve şalvarlarının altında kısmen görülebilmektedir. Kadın vücudunu
adamın bedenine yaslamış gibidir. Sol elini erkeğin sol elinin üzerine avucu
ile onun avucunu örtecek şekilde koymuştur. Sol el parmakları görülebilmektedir.
Erkeğin sağ kolu ve eli kendisine yaslanan kadının bedeninin arkasında kaldığı
için görülememektedir. Kadrajın bize göre sol tarafı fonun dokusu ile kaplıdır.
Sağ tarafta ise yukarıdan sarkan orta koyuluktaki kıvrılmış bir perde ile
onun önündeki yüksek kolçaklı bir koltuğun büyük bir bölümü yer almaktadır.
Fotoğraf tipik bir stüdyo fotoğrafıdır. Işık kaynağı olarak fotoğraf makinesinin
flaş ışığı ile birlikte stüdyo yardımcı ışıklarından bir ya da ikisinin
modellere göre çapraz olarak yerleştirilmiş olduğu izlenimi uyanmaktadır.
Fotoğrafçı modellerin tam karşılarında değil de hafifçe sağ taraflarından
fotoğraflanmış gibidir (Erkeğin ve kadının gölgelerinin sol arkalarında seçiliyor
olması bunu düşündürmektedir.)
Kadının
parmaklarında alyans ya da başka bir yüzüğü göremiyor olmamız takı ile taçlandırılmış
resmiyet içeren bir bağları olmadığı okumasını yapmamıza neden oluyor gibi görünse
de bu durumun çekim sırasında yüzüklerinin parmaklarında olmayışının bir açıklaması
da olabilir. Modellerin birbirine yönelen yakın duruşları kadının elinin,
erkeğin elinin üzerinde ve içinde olması kameraya biraz ciddi bir ifade ile
bakıyor olmaları Şahinyan’ın stüdyo fotoğrafçısı kimliğinin ve bu bağlamda
geliştirdiği fotoğraflama estetiğinin ipuçlarını vermektedir.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder