TAYFUN SERTTAŞ@PİLEVNELİ PROJECT
"BAZAN"
23 KASIM - 15 ARALIK 2012
Teşvikiye Caddesi, Teşvikiye Palas No: 23 Kat: 6 Nişantaşı, 34365 İstanbul
.........................................................................
İKSİR;
Haliç’te, kuzeye bakan yüzü yosun tutmuş bir taşın hikayesini anlatarak tarif ederdi şehri kendine. Ekim geldiğinde, aniden gri hakim olurdu şehre.
Öyle gecelerde saks mavisi giyer, Türk edebiyatı okurdu.
Zamanlararası yolculuklara çıkmayı sever, bazı sabahlar şehrin 19.yüzyılında uyandığına inanırdı. Sıklıkla olmasa da, inanırdı. İstanbul’un eski mahallerinden neredeyse hiç dışarıya çıkmaz, yaşadığı sokakların ismine yoğun anlamlar yükler, pasajlara, kiliselere ve hamamlara olan mesafesini titizlikle ölçerdi.
Bizans sokaklarında yürümek için Haliç’in karşı kıyısına geçtiği sabahlarda içini tuhaf bir paylaşma arsuzu kaplar, rugan ayakkabı giyer, kayığa biner, yanına aldığı bozuk paralarla çocuklara bahşiş verirdi. Öyle anlarda gördüğü her şey, buğulu gelirdi.
Uzunca süre, renkleri seçemedi.
Bir referans noktası bulmakta hiç zorlanmıyor, referanslarına deneyim kazandırma noktasında zaman zaman eksiliyor, derin bir hüzne gömülüyordu. Bazı şeylerin, bu kadar “eskide kaldığına” inanamıyordu. Eksilmişliğin en hakim olduğu o gri Ekim gecelerinin birisinde, bildiği tüm sırları unutmaya hazırlanırken tanıştı “bazan” ile... Teselli buldu. Bu lirik anomali, başka bir hikayenin anlatılabilirliğine inandırıyordu.
Bazan bazen gibi okuyor, bazen bazan gibi yazıyordu.
Bazan iki gün boyunca aynı parçayı dinliyor, üçüncü gün unutuyordu. Bazan telefon uzun uzun çalıyor, yanıt vermiyordu. Bazan taksiyi yarı yolda durdurup, yolun geri kalanına yürüyerek devam ediyordu. Bazan, aynaya bakıyordu, bazan hiç bakmıyor. Bazan ortada hiçbir yolculuk yok iken kendine hafif bir valiz hazırlıyor, toprağın su ile buluştuğu bir kıyıda nefesini tutarak günlerce ufuk çizgisini izliyordu.
Bazan, deniz kızı oluyordu.
REFERANS;
“Bazan bir şey görünür gibi oluyor
Bazan bir şey görünmüyor”
“Lale Müldür” Saatler Geyikler
...
“... Bazan hiçbir şey yapmaz, sessizce otururduk. Bazan "kar yağacak" derdi televizyon, ama yağmazdı. Bazan Nesibe Hala küllükte bir sigarası olduğunu unutur, mutfakta bir tane daha yakardı. Bazan Firuzağa Camiinden ezan sesi gelirdi...”
“Orhan Pamuk” Masumiyet Müzesi
…
“Bazan uzak yerlere giderim ben, uzak
Kış gelir yerlere kül dökerim
Sevinirim kolay çaresizlikten”
“Turgut Uyar” Ağıtlar Toplamı
...
"İnsan bazan ağlamaz mı bakıp bakıp kendine?”
“Edip Cansever” Bu Gemi Ne Zamandır Burada
...
İTHAF;
Bu sergi, alışılagelmiş sosyal ilişkilerden ve toplumla yaşamanın gerektirdiği kurallardan soyutlanmış bir hayat tarzı benimseyenlere ithaf edilmiştir.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder