‘Bir Kadının
Vizöründen 60 Yılmız’
İnci Döndaş
Cumhuriyetimizin ilk kadın fotoğrafçısı Maryam
Şahinyan’ın vizöründen kareler sanatçı Tayfun Serttaş’ın yorumuyla ilk kez
‘Flashblack’ adlı sergide. Birkaç gün sokakta kaldıktan sonra korunma altına
alınan, yüzde 90’ını kadın fotoğraflarının oluşturduğu 100 bin karelik arşivden
çıkan sergide 11 bin görsel yer alıyor.
Dolapdere’deki Pilevneli Gallery, stüdyo fotoğrafçılığı
gibi erkek tekelindeki bir mesleği 60 sene boyunca kesintisiz olarak sürdüren
Maryam Şahinyan’ın tesadüfen bulunan arşivinden hazırlanan sergiye ev sahipliği
yapıyor. Tayfun Serttaş tarafından hazırlanan ve 26 Mayıs’a kadar sürecek
‘Flashblack’ adlı sergide 11 bin fotoğraf yer alıyor.
Sergide onun vizöründen pek çok karesine baktığınız
Maryam Şahinyan, 1911 yılında Sivas’ın en görkemli sivil yapılarından Şahinyan
Konağı’nda (Camlı Köşk) doğdu. 1915’ten sonra
Harbiye’de mütevazı bir apartman dairesine taşınan Şahinyan, orta
öğrenimine devam ettiği Sainte Pulchérie Fransız Lisesi’nden maddi imkânsızlıklar
nedeniyle ayrılarak Foto Galatasaray’a ortak olan babasına işlerinde yardım
etmeye başladı. Şahinyan, 1937 itibariyla tüm ailenin ekonomik yükünü
omuzlayarak stüdyoyu tek başına işletmeye başladı. Bu durum, dönemin
muhafazakâr koşulları altında İstanbullu birçok kadın açısından tercih nedeni
sayılarak stüdyoya çeşitli avantajlar sağlayacaktı. Yaşamı boyunca hiç
evlenmeyen ve çocuk sahibi olmayan Şahinyan, yarım asırlık meslek hayatında,
Galatasaray’da üç ayrı mekânda işlettiği stüdyosunda kesintisiz olarak üretmeye
devam etti. Şahinyan, 1985’te yaşlılık nedeniyle stüdyosunu devrettiğinde,
geride 100 bini aşkın görüntüyü kapsayan İstanbul’un en önemli görsel
arşivlerinden birini bırakmıştı. 1996’da yaşamını yitiren Şahinyan’ın işlettiği
Foto Galatasaray el değiştirince Üsküdar’a taşınmıştı. Fakat o dönemde fotoğraf
teknolojisinin değişmesiyle birlikte devralan kişi stüdyoyu kapatıp Kanada’ya
yerleşti. Şahinyan’ın 100 bini aşkın kareden oluşan; tamamı siyah-beyaz negatif
ve cam negatiflerden arşivi ise söz konusu stüdyoya boya ve badana için giren
kişiler tarafından sokağa çıkarıldı. Aras Yayıncılık’ın sahibi Yetvart Tomasyan
tarafından bulunan arşiv Beyoğlu’nda bir depoya kaldırıldı, 25 yıl hiç
açılmadan orada korundu.
Tayfun Serttaş’ın 2009’da bir sergisinin kitabı nedeniyle
Aras Yayıncılık ile yollarının kesişmesiyle arşivde yer alan 100 bini aşkın
negatif film, bir ekip tarafından iki yıllık bir sürede tasnif, temizlik,
sayısallaştırma, sayısal restorasyon ve kategorizasyon aşamalarından geçerek
korunmaya alındı. Fotoğraflar dijital veri tabanında ‘şapka modelleri’,
‘düğün’, ‘papyonlu erkek’ gibi daha pek çok kategoriye ayrıldı. İşte o
fotoğrafların 11 bini şimdi ‘Flasblack’ adlı sergiyle fotoğrafseverlerin
beğenisine sunuluyor.
Sergiyi hazırlayan Serttaş, amacının 11 bin adet imajla fotoğrafın
fiziksel gücünü yansıtmak olduğunu söyledi. “11 bin kareye aynı anda bakmak
onları anıtsallaştırıyor” diyen Serttaş, bu serginin ortak vurgusunda seküler
hayat olduğunu kaydederek “Karelerde askerler de var sünnet olacak çocuklar
da... Arşivin yüzde 90’ını kadın fotoğrafları oluşturuyor. Yüzde 10’undaki
erkekler ise bu kadınların ya erkek çocukları ya da eşleri. Kadın külliyatı da
diyebiliriz. Tek tek fotoğraflara baktığımızda geride bıraktığımız bir hayat
var. İnsanların gözlerinde ise durgunluk ve dinginlik” dedi.
‘Flashblack’ sergisinde aynı zamanda Cumhuriyet tarihinin
görsel açıdan ulaşılması son derece zor bir kesimini kadrajı da yer alıyor.
Kadın ve erkeğe özgü mekânsal ve araçsal kriterlerin ayrımına dayanan 20’nci
yüzyıl geleneği, Beyoğlu’ndaki ‘Foto Galatasaray’ın ‘kadın’, ‘orta sınıf’ ve
‘kentli’ denklemde analiz edebilecek müşteri kitlesini belirledi. Yarım asrı
aşkın süre kendisine lütfedilmemiş bir mesleğin duayeni, objektifin arkasındaki
göz olarak kadındı Maryam Şahinyan. Erkek bakışından ayrıksı bir görsel tarihin
üretimine olanak tanıdı. İşte bu özellikler Şahinyan arşivini Türk tarihinin en
özgün görsel külliyatlarından biri konumuna getirdi.
FOTO GALATASARAY
Foto Galatasaray Yugoslav iki kardeş tarafından
işletiliyordu. Maryam Şahinyan’ın gençlik yıllarında amatör olarak fotoğrafla
ilgilenen babası Mihran Şahinyan, ailenin geçimini sağlayabilmek için 1933’te
bu stüdyoya ortak oldu. 1935’ten 1985’e kadar ise Maryam Şahinyan, burada
çalıştı. Dört adet vesikalık dışında kendisine ait neredeyse hiç fotoğrafı
bulunamayan Şahinyan, yaşamı boyunca fotoğraf makinesinin ardında kalarak
herbiri dikkat isteyen 10 binlerce fotoğraf çekti. Yarımı asrı aşkın bir sürede
çektiği karelerle kent merkezindeki etnik, sosyal, kültürel, dinsel ve ekonomik
dönüşümün tarafsız bir gözlemcisiydi. 1942 Varlık Vergisi’nden 1974 Kıbrıs
Savaşı’na farklı siyasal dönemleri içeren arşiv, kronolojiyle ters orantılı
olarak İstanbul’da Rum, Yahudi ve Ermeni toplumları seyrelirken Anadolu’dan
yeni göç edenlerin çoğalmasına; giyim kuşam, aksesuar ve saç modeli
değişikliklerinden kent hayatındaki sınıfsal ve demografik yapıların
dönüşümüne, toplumsal cinsiyet normlarının fotoğrafa yansıyan prototiplerine ve
elbette bir kadın fotoğrafçı olarak Şahinyan’ın estetik alışkanlıklarına kadar
farklı ilgilere hitap ediyor.
Kaynak: ‘Bir Kadının Vizöründen 60 Yılmız’
İnci Döndaş, 29 Nisan 2018, KARAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder