14 Haziran 2013 Cuma

KAHROLSUN BAĞZI ŞEYLER


Hani o söyleyecek sözü olmayan, dili olmayan, rengi olmayan 80 sonrası kuşağın zihninden sokağa döküldüğü her halinden belli olan KAHROLSUN BAĞZI ŞEYLER; bir süredir söylemek istediğim, söyleyemediğim ya da nasıl söylemeyeceğimi bir türlü kestiremediğim her şeyin kaldırıma geçen özetidir.

İmla hatalı değildir, aksine, kasıtlı göndermedir.
Otosansüre ve apolitizme yapılan o açık göndermenin (otosansür ve apolitizm ile lekelenmiş bir kuşağın) asıl edebi jestidir, üzerine şapka kondurulan "yersiz" bir G!

Tutarlılığı; özeti geçiciliğinden, hakikate yakınlığından, hedefi saptamasından, ironiyi paylamasından, herkesin payına düşeni almasından gelir.

İfade edilememiş bir neslin mottosu, gün itibarı ile dile getirebileceği en kuvvetli slogandır.

Derindir.

İçinden bir kez, bir kez, ve bir kez daha tekrarlama isteği uyanırken, üstelik tam bir tebessüm edecek iken tekrarlar arasında, sezgisel olarak boğazımızın düğümlenmesi, kolektif hafızanın derinliklerimizde bıraktığı yaradır.  

KAHROLSUN BAĞZI ŞEYLER; beni benden alan, kalbimi o kaldırımda bırakandır.

18.gün, aynı kaldırımdayım.

BAĞZI ŞEYLER KAHROLSUN, diye.

Hiç yorum yok: