Yapıtlarında rastlantısal olarak yan yana getirilmiş arşiv nesnelerini araçsallaştırmaktan hoşlanan, onları geçici süreliğine konseptlerinin bir köşesinde misafir eden, onlar aracılığı ile işlerine duyulan estetik arzulanımı arttıran, yer yer onları dekoratif birer anı objesine dönüştürerek birbirine eklemleyen ya da çalışmalarına tarihsel bir sorumluluk yüklemek maksadıyla arşiv kırıntılarına başvuran sanatçıların pratikleriyle, arşivin kendisini bir bütünlük olarak külliyen ayağa kaldırıp sonucu bir adım geriden izlemeyi tercih eden sanatçıların pratikleri arasında hayli derin bir kavramsal uçurum var. Üstelik yalnızca kavramsal açıdan da değil, bambaşka üretim metodları. Bu iki tezat eğilimi kesinlikle birbirine karıştırmamak gerekiyor. Birinci durumun ürettiği sorular üzerinden, ikinci durumu sorgulamaya yeltenirken bu derin fark üzerine bir müddet düşünmek icab ediyor.
Aile albümünde bulduğu bir kare fotoğrafı tuvaline yansıtan ya da heykelini 70'li yıllardan kalma gazete küpürleriyle kapyalan sanatçının arşive yaklaşım biçimiyle Osep Minasoğlu, Maryam Şahinyan gibi açık arşiv projelerinin arşivi ele alış biçimleri arasında köklü bir amaç farkı var. Her ikisinin de hafızadan beslendiği doğrudur. Ancak birisi arşivi itina ile manipüle etmek ve kendi yorumuyla görselleştirmek üzerine çalışırken, bir diğeri arşivi itina ile manipüle etmemek ve kendi rolünü zayıflatmanın peşinden gider. Bu iki farklı yaklaşımın sonuca ne yönde etki ettiğinin ayırdına varmak için, üçüncü bir ayırıcı gözün dipnotuna ihtiyaç olmaması gerekir. Daha fazla açıklama getirmeye gerek dahi duymam. Ne münasebet.
21 Haziran 2011 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder