22 Ocak 2012 Pazar

Foto Galatasaray'ın son günü üzerine


Mutlu Tönbekici'nin bugünkü köşesinde Foto Galatasaray için yazdığı son gün yazısını okuyunca hem biraz duygulandım hem de birkaç cümle eklemek istedim. Sergi açıldığı günden itibaren "senkron aralıkları çok kısa, sanki o imajlar biraz daha sabit kalmalı monitörlerde" diyen çok oldu. Takip edemiyorlardı ya da daha çok görmek istiyorlardı. Ben ikinci şıktan yanayım, gerçekten daha uzun bakmak istiyorlardı. Doyamıyorlardı. Bu nedenle serginin üçüncü bölümünü olan karanlık salonda hep bir sıkışma oldu. 3, 4 ve hatta 5 kez aynı imajların loop etmesini bekleyen ve de içeride saatlerce kalanları hep farkettim. Hemen akabinde Sarkis Bey'in mektubu geldi, "Tayfun bey, o fotoğraflar bir evin duvarına asılır ve de bazen onyıllar boyunca yeri hiç değiştirilmeden orada sabit kalır, ama sizin senkronlarınız çok hızlı!"

Serginin orta ayağında arşivde yer alan tüm fotoğrafları dileyenin dilediği kadar izleme, etiketleme, kimliklendirme olanağı olsa da, iki aydır beni en çok ilgilendiren eleştiri oldu bu. Bu eleştiriye hiçbir zaman, arşivin dökümanter olarak sunulduğu diğer mekanı işaret ederek yanıt vermedim. Çünkü bu eleştirinin altında gerçek bir duygusal talep vardı ve de bu doğrudan benim sunumumla ilişkiliydi. 10 monitör için senkron aralıklarını 8 saniye vermiştim. Aslında her bir monitöre, bilinçli olarak 1 saniyeden dahi az zaman tanımıştım ve öğrendim ki, o fotoğrafları ilk kez gören ya da onyıllar sonra bir kez daha görmek isteyenler için benim yaratmaya çalıştığım efektif sunumdan çok daha fazlası vardı içeride. İçeride, kendilerini arıyorlardı. Bunu yaparken başbaşa kalmak istiyorlardı, çok haklılardı. Sonradan daha fazlasını diyenler hep oldu, "bu sergi en az üç yıl kalmalı, o imajların temsil ettiği ruhlar adına yeri hiç değiştirilmemeli, onları her isteyen dilediğince görmeli, kızım baharda Türkiye'ye gelecek sergi hala duruyor olacak mı?"

Maryam Şahinyan'ın 60 yılını üç senelik çalışmayla eksiksiz ayağa kaldırmak mümkün olmadığı gibi, iki aylık bir sergiyle de göstermenin mümkün olmadığını başından beri biliyorum. Biliyoruz. SALT Galata'nın iki ay boyunca Açık Arşiv mekanında ağırladığı Foto Galatasaray, bizim için kamu ile arşiv arasında bir selamlaşma niteliğinde. Asıl görevimiz hala üzerine çalışmakta olduğumuz web sitesi aracılığıyla arşivin, denizaşırı ülkelere dağılan bütün kahramanlarıyla buluşacağı önümüzdeki aylarda başlıyor. O nedenle bugünü bir veda gibi görmeyelim. Sarkis Bey'in mektubundaki gibi, o fotoğrafları şimdi bambaşka bir mecrada ve de mümkünse sonsuza dek aynı duvarda sabitlemenin peşindeyiz. O tarihi bir daha asla unutmamanın, birbirlerimizi bir daha kaybetmemenin peşindeyiz, derdimiz aynı dert.

Projenin fiziksel sunumuna dayalı bu son gün, başlangıç günü olsun.

Hiç yorum yok: