28 Kasım 2011 Pazartesi

Galata'nın gizli fotoğrafçısı SALT Galata'da / ZAMAN - Saliha Cüvelek


Garanti Bankası kültür kurumu Salt, ikinci binası Salt Galata 3 sergiyle 22 Kasım'da açıldı. Bunlardan biri 1935-1985 yılları arasında Beyoğlu'ndaki bir fotoğraf stüdyosunun sahibi olan Maryam Şahinyan'ın arşivinden oluşuyor. Hayatı boyunca 4 vesikalık dışında hiç fotoğrafı olmayan Şahinyan'ın arşivi, kültürel değişimi yansıtıyor.

Saliha Cüvelek

Eski Osmanlı Bankası Müze-si'nde, Garanti Bankası'nın kültür kurumu Salt'ın yeni binasında bir fotoğraf sergisi... Adı Foto Galatasaray. Siyah perdeler arasına yansıtılmış tamamı siyah-beyaz fotoğraflar... Fotoğraftakilerin hiçbirinin yüzü aşina değil. Kim oldukları hakkında da fikrimiz yok. Sadece 1935-1985 yılları arasında bir zamanda Ermeni fotoğrafçı Maryam Şahinyan'a poz verdiklerini öğrenerek giriyoruz siyah perdelerin arasına. Karşımızda din adamları, rahibeler, azınlıklar, etek döpiyesli bayanlar, aileler, askerler, hastalar, sünnet törenleri... Hayatın her evresi Şahinyan'ın objektifinde.

Maryam Şahinyan, 1935'ten 1985'e kadar Beyoğlu Galatasaray'daki mütevazı stüdyosunda kesintisiz olarak stüdyo fotoğrafçılığı yapmış Ermeni bir kadın. Foto Galatasaray sergisinin tamamında onun 60 yıl boyunca çektiği fotoğraflar görülüyor. Babasının Balkanlar'dan göç eden bir aileden devraldığı körüklü ahşap fotoğraf makinesini Şahinyan, 1985 yılına kadar kullanarak fotoğrafın geçirdiği tüm teknolojik dönüşümlere ve popüler gereksinimlere karşın zamanı askıya almış, teknik ve estetik prensiplerini hiç değiştirmemiş. Foto Galatasaray'ın, tamamı siyah-beyaz negatif ve cam negatiflerden meydana gelen fiziksel arşivi, İstanbul'un yakın dönem klasik fotoğraf stüdyolarından bugüne eksiksiz şekilde ulaşabilmiş en nadir örneklerden. Foto Galatasaray; Phebus, Andriomenos ya da Sabah gibi 19. yüzyıldan beri tanınan seçkin fotoğraf stüdyoları kadar görünür olmamakla birlikte, stüdyonun sürekliliğini sağlayan orta ve alt sınıfların temsili açısından önemli.

Şahinyan'ın 200 bin imajlık arşiviyle kültürel bir dönüşüme tanıklık ediyorsunuz. 1970 sonrası iç göç stüdyoda da kendini hissettiriyor. 1980'lerle birlikte 40'ların kentli Foto Galatasaray'ı, bir taşra stüdyosuna dönüşüyor. Haçlı kolyelerin yerini beşibiryerdeler, breton şapkaların yerini başörtüleri, döpiyeslerin yerini şalvarlar alıyor. Ailelerdeki çocuk sayısı bir anda katlanıyor, kadınlar arka planda ayakta, erkekleri önde otururken izliyoruz artık.

"Arşive önyargıyla yaklaştım"


Foto Galatasaray'ın 200 bine yakın negatifi sanatçı/araştırmacı Tayfun Serttaş tarafından kurulan bir ekiple tasnif, temizlik, sayısallaştırma, sayısal restorasyon ve kategorizasyon çalışmalarının ardından sergi için hazır hale getirilmiş. "Ben arşive ulaşmadım, aslında arşiv bana ulaştı." diyen Serttaş, Şahinyan'ın arşiviyle nasıl karşılaştığını anlatıyor: "Maryam Şahinyan'ın 1985 senesinde stüdyoyu devretmesiyle birlikte arşiv yeni işletmeci tarafından Üsküdar'da bir fotoğrafhaneye taşınmış. Yeni işletmeci İstanbul'dan ayrılınca arşivi terk etmiş. Zannediyorum sokakta bir gece beklemiş. Kıl payı kurtuldu. Konu Yetvart Tomasyan tarafından çalıştığım yayınevinin sahibine ulaşınca 2009 senesinde tüm arşivi Garanti Han'a taşıdım. 2009'dan beri üzerinde bir gün aksatmadan çalıştığımız bir proje oldu Foto Galatasaray."

Tayfun Serttaş'ın araştırmacılığı, Yetvart Tomasyan'ın Foto Galatasaray'a dair anıları ve araştırma sürecine katılan asistanların projeye ilişkin hikâyelerini anlatan videolar da sergide yer alıyor. Settaş'ın başta belli önyargıları varmış arşive karşı: "Film kutularından nasıl bir malzeme çıkacağını hiçbirimiz bilmiyorduk. Kadın fotoğrafçı, Ermeni, Galatasaray civarındaki hanların üst katlarında faaliyet gösteriyor, sokakla direkt ilişkisi olmayan bir mekân."


"Kadın olması, stüdyonun kimliğini belirliyor"

Maryam Şahinyan, hiç evlenmemiş bir kadın. Yarım asır boyunca bir gün dahi aksatmadan Şişli'deki evinden yürüyerek stüdyosuna gidiyor. Tayfun Serttaş, onun titizliğinden ve arşiv sayesinde tarihselliğin görsel olarak bu kadar açık okunabiliyor olmasından çok etkilenmiş. Şahinyan'ın son dönem çektiği fotoğrafları çok ilginç bulduğunu söylüyor Serttaş: "Eğitim yıllarımda kent antropolojisi üzerine çalışma fırsatı buldum, "göç ve değişme" konusu ilgi alanımdı. Seneler sonra, başka bir biçimde bu konuya geri döndüğümü hissettim. Bizim o yıllarda üzerine çalıştığımız hiçbir veritabanı, kültürel transformasyonu bu kadar açık ifade etmiyordu. Türkiye gibi kültürel ve tarihsel kesintilerin derinden hissedildiği coğrafyalarda, stüdyo fotoğrafı başka bir misyon daha edinir. Kültürel tarihin görsel aktarımına aracılık eder ve de bunu en demokratik yollarla yapar. Aslında bize bir önceki dönemde neye benzediğimizi, neleri yitirip, yerine neleri koyduğumuzu haritalandırır."

Şahinyan'ın arşivinden aslında en çok Cumhuriyet sonrası orta sınıf gayrimüslim kadınların İstanbul'u izleniyor. Maryam'ın stüdyosuna girince kazaklarının altında sakladıkları haçlı kolyelerini göğüslerinin üzerine çıkartıyor, saçlarını döküyor, omuzlarını açıyor bu kadınlar.

Girişlerin ücretsiz olduğu sergi, salıdan cumartesiye 12.00-20.00, pazar günleri ise 10.30-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.


Kaynak: ZAMAN Pazar / Saliha Cüvelek - 27 Kasım 2011

Hiç yorum yok: