Yunanistan’ın ünlü galerisi Kalfayan’dan İstanbul’a, aynı anda birçok işi sergilenen Tayfun Serttaş’ın atölyesine konuk olduk. Öyle projeleri var ki bir an önce görmek isteyeceksiniz.
Tayfun Serttaş’ı tutun tutabilirseniz bu aralar! Yunanistan’ın ünlü galerisi Kalfayan’ın Atina şubesindeki Remap3 sergisi kapsamında Öteki, Öteki ve Sonrası, Selanik Bienali’nde ise Studio Osep’in sergilenme haberi, tam da İstanbullu Rumlara mülkleri üzerindeki haklar geri verildiği sırada geldi! ArtBeat ‘te ve ArtSümer’in Karaköy’deki yeni mekanının açılış sergisi Sıfır Noktası’nda da işleri sergileniyor. Kasım’da SALT Galata ve Contemporary İstanbul’u iple çekmemizi sağlayacak projeler hazırlıyor.
Söyleşi yapmak için atölyesine gittiğimde devasa projesinin kılı kırk yaran çalışma sürecine tanık oldum. İstanbul’un ilk kadın stüdyo fotoğrafçısı Maryam Şahinyan’ın arşivini temizleyerek dijitalize ediyor! SALT Galata’nın Açık Arşivi’nin açılış projesi; Foto Galatasaray... Antropoloji öğrenimi gören, lisans çalışmaları sırasında azınlıklar üzerine çalışan Serttaş özellikle Cumhuriyet sonrası stüdyo fotoğraflarıyla ilgileniyor. Stüdyo Osep kitabını çıkardığı Aras Yayıncılık, Maryam Şahinyan’ın yaklaşık iki yüz bin fotoğraftan oluşan arşivini ona teslim etmiş. “Şimdi anlıyorum ki 6-7 Eylül’de çok zarar gören mekanlardan biri de stüdyolar. Türkiye’den giderken arşivini yanında götüren Rumlar var. Kalanların ne yapılabileceği bilinememiş. Kiloyla satılmış sahaflara. Maryam’ın fotoğraflarının yüzde 99’ı kadın! Onun için bir avantaj olmuş kadın olmak. ‘Çok direnmiş olmalı 60 yıl çalışabilmek için’ diye baksak da kadın olduğu için kadınlar ona gitmiş.” SALT Galata’daki Açık Arşiv 1- Foto Galatasaray’ın bir de web sitesi olacak. “Fotoğrafla ilgili bildiğin bütün bilgileri işleyebileceksin. Hiç tükenmeyen bir bilgi bankası...”
Şahinyan’ın fotoğrafları Serttaş’a Contemporary İstanbul kapsamında bir proje gerçekleştirmek için de esin vermiş. 30’lardan 80’lere dek kız çocuklarını kafalarına bir kurdele taktırıp eteklerini iki uçtan tutturarak verdirmiş Şahinyan. Serttaş, iki bin fotoğraftan oluşan Etek Tutan Kızlar’ı ışıklı kutulardan bir kule halinde sergilemek niyetinde!
Kalfayan Galerisi’ndeki ilk Türk
Serttaş’ın Kalfayan Galerisi’nde sergilenecek olan Öteki, Öteki ve Sonrası videosu 2005 tarihli. Çevre hızla mutenalaştığı için bugün artık bir belgesel niteliği de taşıyor: “Ben 36 Beyannamesiyle lisans yıllarımda çalışmaya başladım. Belli yapılar vakıfların elinde. Bir tanesi Kumkapı’daki kilisenin arkasındaki papaz evleri. Bir de Aya Kiryaki Kilisesi’nin arkasında kalan ilkokulu da açabileceklerini söylediler. Derken Tarlabaşı, Tünel ve Galata’daki yapılar... Ben ilk başta çok heykelsi biçimde saptıyorum bu yapıları, hepsi birer anıt sonuçta. Videonun bir bölümünde yemek yapıyorum. Yemekte toplanmanın önemini biliyorum... Çok güzel bir ritüel o. Hem ona gönderme yapmak hem de ironik bir şey... Hayvan organları pişiriyorum. Sonra ortada seremoniyi tamamlayacak kimse olmadığı için de yemekleri evlerin belli noktalarına bırakıyorum. Kediler, sinekler, fareler dahil oluyor yemeğe. Yakın tarihte değerlerin ne kadar bencilce tüketildiğini vurguluyorum.”
Fotoğraf demokratik bir araç
Serttaş’ın kariyerinde iki şey çok ayırt edici; azınlıklar ve fotoğraf. Azınlıklar üzerine çalışınca Ermeniler sayıca çoğunluk olarak öne çıkıyor ama hayatındaki rastlantıların da payı var elbette. Kendini de birçok açıdan azınlıkta buluyor. Bir de stüdyo fotoğraflarına meraklı...
“Fotoğrafa ilgim çok demokratik bir araç olduğundan herkese ulaşabiliyor. Herkes hayatında bir portre (resim) yaptıramayabilir ama herkes bir portre fotoğrafı çektirebilir çünkü ucuz. Kültürel temsiliyet dediğimiz meseleyi çok iyi yansıtıyor, herkes neyi varsa sergiliyor çünkü. Çok da korkunç bir baskı var bu fotoğrafların üstünde, nostalji deyip bir kenara atılıyor. Nostalji değil, aynı zamanda çok politik, çok trajik, çok demografik... Her gördüğümüz eski fotoğrafa oryantalist, nostaljik, egzotik diye bakıyoruz. Stüdyo fotoğrafı kitsch diye damgalanmış bir alan. Fotoğraf sanatı içinde bir mertebesi bile yok. Ben bayılıyorum! Çok stratejik bir kurum fotoğraf stüdyosu, herkes giriyor çıkıyor. Bugün denesen yapamazsın, işleyen bir yapı. Bugün bu konu üzerine yoğunlaşan en büyük merkez, Beyrut’ta bulunan Arab Image Foundation. Onların bireysel İstanbul şubesi gibiyim!”
Batılı değilim ki oryantalist olayım
Doğu Akdeniz ülkelerine odaklı çalışan Serttaş “Ben Arapçayla da çok ilgiliyim. Egzotik bir dil falan değil, geçmişimin parçası. Çok yakın bir tarihe kadar gündelik yaşamda o alfabeyi kullanıyorduk. Batı tarafından kodlanmış önyargılar bunlar. Ben Batılı değilim ki oryantalist olayım! Ben bunun ta kendisiyim” diyerek İstanbul’daki çağdaş sanatçıların çoğunluğundan farklı bir duruş sergiliyor.
Haliyle nerede nasıl büyüdüğünü merak ediyoruz. Ama yanıt umduğumuzdan çok başka!
“Bodrum’da büyüdüm. Bence bir çocuğun seksenlerde büyütülebileceği en tuhaf yer. Hiçbir sorun yok, say ki cennet bahçesi! Bizimkiler İstanbul’dan göç etmişler. Etrafımızda Hollandalı aileler, Amerikalı bir sanatçı, birkaç hippie aile, sürekli yoga yapıp duran Alman Monica, dünyanın en zarif yan flüt duayeni Lon Briet, rahmetli Victor Ananias’ın tarçın kokulu ilk Buğday’ı, biraz ileride Zeki Müren... Bir de Bodrum’un yerli halkı! Onlar da bize yabancılar diyordu. Mübadelede boşaltılmış evlerde oturuyorduk ilk zamanlar. Küçücük, iki katlı bir evdi. 18 yaşından itibaren İstanbul’da yaşamaya başladım. O zaman Türkiye nedir anladım.”
Tayfun Serttaş’ın Ajandası
* 12 Eylül Atina Kalfayan Galerisi Remap3
Öteki, Öteki ve Sonrası, İstanbul’daki azınlık vakıflarına ait binalarda çekilmiş video performans.
* 13 Eylül Art Sümer-Sıfır Noktası
Figurative essays on post-colonialism/Post Kolonyalizm Üzerine Figüratif Denemeler
* 14 Eylül ArtBeat
Wenn Schweine Flügel Hätten/Domuzların kanatları olsaydı
* 18 Eylül Selanik Bienali
Studio Osep, Açık Arşiv/Osep Minasoğlu retrospektif ve biyografik arşivi
* 22 Eylül e-flux project - Pawnshop Thessaloniki
Maturmort: Meta-Data
* 1 Kasım SALT Galata
Açık Arşiv 1-Foto Galatasaray/ Maryam Şahinyan fotoğraf arşivi
* 24 Kasım Contemporary Istanbul Kelebek Koleksiyonu
Maryam Şahinyan’ın 30’lardan 80’lere kadar çektiği iki bin tane etek tutan kız portresinden ışıklı kutular halinde sergilenecek bir seçki.
Kaynak: Star Gazetesi / Alin Taşçıyan 18 Eylül 2011 Pazar
19 Eylül 2011 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder