3 Aralık 2011 Cumartesi

Galatasaray'ın bütün insanları bu sergide / AKŞAM - Eyüp Tatlıpınar


Karaköy'deki yeni sanat galerisi Salt Galata'nın açılış sergilerinden olan 'Foto Galatasaray'da, 1935-1985 arasında stüdyosunda on binlerce insanı çekmiş Maryam Şahinyan'ın arşivinden bir seçki yer alıyor.

Eyüp Tatlıpınar

Şahinyanlar vaktiyle işlerini Sivas'ın pek çok köyünde sürdüren etkili ailelerden biridir. Değirmenleri, fabrikaları vardır, hayvan ticaretiyle ilgilenirler. Agop Şahinyan 1877'de Meclis-i Mebusan'ın Sivas temsilcisidir. Aile bu nüfuzu nedeniyle 1915 olaylarını kayıpsız atlatır. Cumhuriyet kurulduğundaysa Sivas'ta yaşamalarının koşulları zorlaştığı için İstanbul'a göç ederler. Sivas'taki mülklerinin büyük kısmını satıp Harbiye'de bir apartman dairesine taşınmış, ekonomik zorluklarla karşılaşmışlardır. Mihran Şahinyan dokuz kişilik ailesini geçindirmek için, hobi olarak ilgilendiği fotoğrafçılığı profesyonel biçimde sürdürmenin iyi bir yol olabileceğini düşünür.

Galatasaray'da, yerinde bugün '50. Yıl Anıtı'nın bulunduğu Galatasaray Pasajı'nın en üst katında Foto Galatasaray stüdyosu vardır. 1920'lerin ilk yıllarında iki Balkan göçmeni kardeş tarafından kurulan stüdyonun ortaklarından biri ayrılmak isteyince yerine Şahinyan geçer. Birkaç yıl sonra diğer kardeş de hisselerini Şahinyan'a satar. Mihran Şahinyan ise yine birkaç yıl sonra, 1937'de stüdyoyu kızı Maryam Şahinyan'a bırakır. O sırada Sainte Pulcherie Fransız Lisesi'nde okuyan 1911 doğumlu Mayram Şahinyan böylece okuldan ayrılıp ailesini geçindirmek için, bir daha bırakmayacağı bu işe başlar. 'Kimseyi beğenmediği için' hiç evlenmez. Hayatı boyunca, Birinci Dünya Savaşı yıllarından kalma körüklü makinesiyle fotoğraflar çeker. Müşterisini oturttuğu koltuğu da, stüdyonun halısını da hiç değiştirmez. Yalnızca dört tane vesikalık çektirmek dışında bütün hayatını makinenin arkasında geçirir. Çektiği bütün fotoğrafları, tarihlerini not düşerek özenle arşivler. 1985 yılında stüdyoyu devretmesine kadar... Stüdyo devredilirken arşiv Aras Yayıncılık'ın sahibi Yetvart Tomasyan'ın deposuna taşınır ve 25 yıl kadar sonra, sanatçı ve araştırmacı Tayfun Serttaş kendisini bu 200 bine yakın, tamamı siyah beyaz karenin içinde bulur...

Serttaş'ın, ekibiyle birlikte yürüttüğü iki yıllık çalışmanın ardından düzenlediği arşivden önemli bir seçki bugünlerde Karaköy'deki Salt Galata'da sergileniyor. Benzersiz bir belgesel niteliğindeki arşiv Beyoğlu'nun ve İstanbul'un, buradaki insan çeşitliliğinin zaman içindeki değişimini oldukça iyi yansıtıyor. Rum, Yahudi ve Ermenilerin zamanla azalırken Anadolu'dan göç edenlerin artması gibi... 22 Ocak'a kadar gezilebilecek sergi 2012'de online olarak kamusal katılıma açılacak ve Foto Galatasaray'da fotoğraf çektirmiş on binlerce kişinin kimliklendirilmesine başlanılacak.

Fotoğraf hala gerçeği mi söylüyor?


'Fotoğrafta, hiç kimsenin gerçekte ustası olamayacağı bir yöntem vardır...' Bu gizemli cümle bugünlerde Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan 'Fotoğraftan Sonra' adlı kitaptan... Analog fotoğraftan dijital devrime geçişe uzanan 50 yıllık bir dönemi anlatan kitabı Fransa'daki Georges Pompidou Modern Sanat Müzesi'nin Fotoğraf Koleksiyonu Başkanı Quentin Bajac yazmış. Kitabın tanıtımından bir alıntı; '1960'lı yıllarda Instamatic Kodak ve Polaroid'in gelişiyle fotoğraf amatörlerin eline geçer. Aynı dönemde basın fotoğrafı, televizyonun yükselen hükümdarlığı ve fotoğraf hakları sıkıntılarının karşısında, yayın kuralları yeniden belirlenir: Yeni ajanslar kurulur, yeni bir 'auteur' röportaj tarzı ortaya çıkar. Fotoğrafa ayrılan müzeler ve büyük bienallerin oluşturulmasıyla, fotoğraf kendi adını sanat tarihine kesin olarak yazdırır. 'Fotoğrafın estetik ve sosyal gelişimini inceleyen Bajac, görüntülere doymuş 21.yüzyılda aracın otoritesini sorguluyor: 'Fotoğraf hala gerçeği mi söylüyor?'

Kaynak: AKŞAM / Eyüp Tatlıpınar - 3 Aralık 2010

Hiç yorum yok: